ATB MAYIS MECLİSİ TOPLANDI

Antalya Ticaret Borsası Mayıs ayı meclisi, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında toplandı. Yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili meclis üyeleri bilgilendirilirken, ATB Yönetim Kurulu Başkan Ali Çandır, tarım ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Geçen yılın ortalama 3.70 dolar kuru, yüzde 12 geç likidite penceresi (GLP) faiz oranı, yüzde 11 enflasyon ve yüzde 7.4 büyüme ile tamamlandığını kaydeden Ali Çandır, tarım sektöründe 2017 yılı büyümesinin 2016 yılındaki yüzde -2.6’lık küçülmenin de etkisiyle yüzde 4.7 ve enflasyonun da yüzde 10 olarak gerçekleştiğine dikkat çekti. “2017 yılının tarımsal üretim ve ticaretle uğraşanlar için, genel ekonomiye göre oldukça kötü bir performansla geçtiği ortaya çıkmaktadır” diyen Çandır, ilaç, gübre ve mazot gibi tarımsal girdi maliyetlerindeki aşırı artışların bu tespiti güçlendirdiğini kaydetti. Artan maliyetlerin piyasaya fazla yansıtılmadığına dikkat çeken Çandır, şu değerlendirmede bulundu:

“İlan edilen rakamlar da göstermektedir ki, sektörümüz 2017 yılında üzerinde biriken maliyet yükünü satışlarına yansıtamamış, finansman ihtiyacını kredilere başvurarak gidermeye çalışmıştır. Bu durum sektörümüzün, genel ekonomik büyümenin yaklaşık yarısı kadar büyümesinde etkili olmuştur. 2018 yılının ilk yarısına yaklaştığımız bu dönemde yaşadıklarımız, bizlere geçen yılı aratmaktadır. Çünkü girdilerimizin çok önemli bir bölümünün bağlı olduğu döviz fiyatlarında geçen yıl ortalamasına göre yüzde 25’i, faizler de ise yüzde 35’i aşan artışlar olmuştur.”

TARIMIN ENFLASYONU DAHA YÜKSEK
Enflasyondaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çandır, tüketici enflasyonunda yıllık yüzde 28’lik artışa karşılık, tarımsal üretim ve ticaretle uğraşanların karşı karşıya kaldığı enflasyonda yüzde 40’a yaklaşan artış yaşandığını bildirdi. Çandır, “Aradaki farkı hala birikimli olarak bünyemizde tutamaktayız. Bu türden birikimli yükler; sektörümüzün zorlu koşullara karşı direncini zayıflatmakta, üretim kabiliyetini azaltmakta ve yatırım yaparak büyümesini engellemektedir. 2018 yılının hiç olmazsa ikinci yarısında, sektörümüzün üzerinde giderek artan yükleri azaltıcı ve üretim motivasyonunu artırıcı tedbirlerin acilen alınmasını beklemekteyiz. Bu yöndeki sorun tespitlerimizi ve çözüm önerilerimizi şimdiye kadar yaptığımız gibi önümüzdeki dönemde de hazırlayıp sonuç almak üzere takipçisi olacağız” diye konuştu.

Yakın zamanda gübre sektöründe azot, fosfor ve potasyum içeren kompoze gübrelerde iz element katkısı olarak kullanılan hammaddelere ton başına 939 TL ÖTV uygulanmaya başlanmasının birikimli yüklere ilave bir yük getirdiğini kaydeden Çandır, “Bu tür gübreler her ne kadar klasik tarım hammaddesi olarak düşük oranda kullanılıyor olsa da unutmamak gerekir ki kentimiz tarımı büyük ölçüde örtü altı üretim ve meyvecilik üzerine odaklanmıştır. Yani bizim yaptığımız tarım, büyük ölçüde bu türden nitelikli gübreleri kullanmaya yoğunlaşmış durumdadır. Dolayısıyla bu yeni yük, sektörümüzü doğrudan olumsuz etkilemiştir. Bir tarafta ihracata odaklanmış, katma değer oranı yüksek nitelikli tarımsal faaliyetleri dest