TOBB Logo ISO 9001 LOGO ISO 10002 LOGO
Online İşlemler
USD 33,8609
EUR 37,6752
İMKB 9.982,28
ALTIN 2.734,0520
Antalya 35⁰C
X

ATB Mayıs Meclisi Toplandı

25/05/2022

Antalya Ticaret Borsası Mayıs ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında toplandı. ATB toplantı salonunda yapılan toplantıda, üyeler yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili bilgilendirilirken, ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarımla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
TARIM STRATEJİK
Göreve geldiklerinden beri fırsatta tarımın stratejik sektör olduğunu ifade ettiklerini belirten Çandır, “Sektörümüzü stratejik kabul etmenin doğal sonucu olarak nelerin yapılması gerektiğini her seferinde açıkladık” dedi. Çandır, “Tanımlayamadığımızı ölçemeyiz, ölçemediğimizi planlayamayız, planlayamadığımızı da yönetemeyiz… Prensibinden hareketle mutlaka girdilerden ürünlere ve tüm prosesler için kapsamlı bir standartlar kümesi tanımlamalıyız. Bu standartlara uygun kapsayıcı ve geçerli bir tarım envanteri çıkarmalıyız diye önerilerde bulunduk. Kapsayıcı bir toplu stratejik planlama ancak bu adımlardan sonra yapılabilir ve uygulanabilir dedik” dedi.
Salgın ortamında tarımın stratejik bir sektör olduğunu söyleyenleri duydukça umutlandıklarını söyleyen Çandır, tarımda seferberlik ilan edilmesi ve nelerin yapılması gerektiğine yönelik önerilerde bulunduklarını anımsattı. Salgında tarımda olağanüstü hal ilan edilmesi ve acil eylemler gerekliliğine işaret ettiklerini söyleyen Çandır, “Ortalama uygulamalarla yetinmek durumunda kaldık. İlan edilen enflasyonda en az etkiye sahip olmamıza hatta enflasyonu aşağıya çekme oranlarımıza rağmen günah keçisi ilan edildik. Tarımsal ürün fiyatlarındaki enflasyonun en az 2 katını tarımsal girdi fiyatlarında yaşıyoruz dedik. Ziraat Bankası finansmanıyla entegre bir girdi tedarik portalı (GİTAP) kurarsak girdi maliyetlerimizi ortalama yüzde 30 daha aşağıya indirmek mümkün dedik. Bu önerimizi dile getirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
SADECE TARIMSAL KRİZ YAŞANMIYOR
Bugün sadece Türkiye’de değil tüm dünyada tarımsal krizin yükselmeye başladığını belirten Çandır, krizin sadece fiyat artışlarıyla çıkmadığını, girdilerden ürünlere tedarik edememe krizi olarak da yaşandığını söyledi. Çandır, The Economist dergisinin Mayıs ayı kapak konusunun dünyada 10 haftalık buğday stoku kaldığı yönünde olduğunu anımsatırken, “Bu rakam, son 15 yılın en düşük stok rakamıdır. Rusya-Ukrayna savaşından sonra en büyük ikinci üretici olan Hindistan’ın da bu ay ihracatı yasaklama kararı alması, dünyayı tedirgin etmiştir” dedi.
GİRDİLERE ULAŞIM ZORLAŞIYOR
Tarımda ürün yeterlilik oranının yetersiz olduğunu ya da sınırda olduğunu ifade eden Çandır, “Buğday üretiminde nispeten iyi durumda olmamız rahatlatıcı ama mutlaka bugünlere dünden hazırlanmaya başlamalıydık” dedi. Gübre ve yem başta olmak üzere tarımsal tedarikte dışa bağımlılığın devam ettiğini vurgulayan Çandır, “Hayati önemdeki gübre ve yem girdilerinin tedarik imkanları giderek zorlaşmaktadır. Buğdaydakine benzer ihracat kısıtlamaları bu girdiler için de yaşanmaktadır. Uzmanlar, arz yetersizliğinin etkili olması dolayısıyla bu tür kısıtlama kararlarının önümüzdeki dönemlerde de süreceğini belirtmekteler. Dolayısıyla tekrar edeyim, hazırlıklarımızı dünden yapmaya başlamalıydık” diye konuştu.
TARIMDA İNOVASYON ÖNERİSİ
Bitki besleme ve koruma ürünlerine yönelik bir inovasyon atılımı içine acilen girilmesini öneren Başkan Çandır, salgın sırasında geliştirilen Turkovac aşısı gibi bir atılımın yapılması gerektiğini kaydetti. Çandır, şunları kaydetti:

“Bu amaçla hızlı ve bilimsel çalışmalara özel destekler ve teşvikler vermeli, sonuç alıcı icraatlara girişmeliyiz. Bunun için bilim ve teknik insan kaynaklarımız, teknik yazılım ve donanım kapasitemiz mevcuttur. Bu kapasiteyi mutlaka sözünü ettiğim amaçla bir araya getirip hızlı sonuçlar üretebilmeliyiz. Böylece ülkemiz genelinde 70 milyar dolar olan tarımsal katma değerin geçen yıl 40 miyar dolara düşmesine ve kentimizde de 4 milyar dolarlık tarımsal katma değerin 2 milyar doların altına düşmesine razı olmayız. Dışa bağımlılığımızın oranını düşürdükçe katma değer yaratma gücümüz de yeniden artmaya başlayacaktır. Yıllardır yeterli tortuyu bırakamayan tarımsal faaliyetlerimiz, katma değer yaratma gücünü ciddi bir biçimde kaybetmekte idi. Bu gidişat, sürdürülebilir olma özelliğine sahip değildir. Bir an önce gidişatı tersine çevirmeye bakmalıyız, çünkü bu güce ve birikime sahibiz, yeter ki birlikte hareket ederek ortak hedeflere odaklanalım.”

KARAMSARLIĞA GEREK YOK
Tarımsal potansiyel ve daha önce başarılanlar dikkate alındığında karamsar olunmaması gerektiğini ifade eden Başkan Çandır, “Ancak iyimser olacağız diye de gerçeklere gözümüzü kapatamayız. 2010 yılından beri sektörümüzün reel kazancı düşmektedir. Ortalama 17 liraya mal ettiğimiz ürünü 15 liraya satarak varlığımızı sürdüremeyiz. Böyle bir gidişatın sonu, tarımsal faaliyetlerden çekilmektir. Nitekim bir zamanlar 1.5 milyon olan kayıtlı çiftçi sayımız, ilk kez 500 binin altına düşmüştür. Tarımsal alan kaybımız da yüzde 20’lere ulaşmıştır. Tarımın orijinal üretim faktörü emekte ve temel faktörü toprakta yaşadığımız kayıplar, mutlaka yeniden kazanmamız gereken vazgeçilmez kaynaklarımızdır” diye konuştu.
TARIMDA İŞGÜCÜ KAYBI
Tarımda işgücü kaybına dikkat çeken ATB Başkanı Ali Çandır, “Kentimizde turizm sezonunun hareketlenmesiyle tarımda çalışacak işçi bulamama sorunu yaşanıyor. Emekli olan ya da tarımdan kopan işçinin yerine arkadan gelen genç kuşak yok denecek kadar az. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak tarımda çalışanların ortalama yaşı 55’in üzerine çıkmıştır” dedi. Çandır, bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın önderliğinde ortak bir çalışma yapılması, kaybı önleyebilmek için tarıma uygun bir sosyal güvenlik sistemi kurulması gerektiğini kaydetti. Çandır, “Özel bir sistem kurulmadığı sürece bu kaybı yaşamamız kaçınılmazdır” dedi.
İstihdamdaki kaybı azaltmak için bir diğer çözümün azalan işgücünü daha verimli bir hale getirmek olduğunu söyleyen Başkan Ali Çandır, “Yani tarımda mekanizasyonu, otomasyonu ve akıllı sistemleri emekle birlikte optimize etmek zorundayız. Böylece tarımdaki verimliliği artırmamız ve iç kaynak kullanımının da artmasıyla katma değer yaratma gücümüzü artırmamız mümkün olacaktır. Özellikle tarımdaki ekim, dikim, besleme, koruma ve hasat işlemlerini otomasyon destekli yapmamız, faaliyet ve girdi kullanım verimliliğimizi katlayarak artıracaktır. Bu verimlilik artırma çabasını, kentimizi yakından ilgilendiren meyve sebze üretimi, bakımı, hasadı ve yıkama, tasnifleme ve paketleme aşamalarında da göstermeliyiz” diye konuştu.
Tarımda verimliliği artırma ve katma değer yaratmak için kamu desteği şart olduğunu ifade eden Çandır, “Bu destek sadece finansmanla sınırlı değildir. Kümelenmeyle sonuçlanacak örgütleme, koordine etme ve avantaj yaratma düzenlemelerini de kapsamalıdır. Kentimiz tarımı açısından hayati önem taşıyan bu kapsayıcı çalışmaların pilot tasarlayıcıları ve uygulayıcıları olmaya bizler hazırız” diye konuştu.
ÇÖZÜM ÖNERİYORUZ
Her ayın 2’sinde Antalya hallerinde domates, sebze ve meyve işlem miktarı ve fiyat endeksini açıkladıklarını belirten Çandır, verilere akademik dünyadan ve iş dünyasından olumlu tepkiler aldıklarını söyledi. Çandır, “WEB sitemizde tüm aylara ait bültenler ve 2015 yılından itibaren hesapladığımız endeksler kamuoyuna sunulmaktadır. Şimdi size oradaki bilgileri tekrar etmeyeceğim ama izin verirseniz sürekli yaptığımız analizlerden bazı örnekleri paylaşmak istiyorum. Böylece temel derdimizin sorun tespit etmek değil, çözümler önermek olduğunu bir kez daha örneklendirmek istiyorum. Çünkü bizler sorunları bire bir doğrudan yaşayan insanlarız. Sadece sorunları tespit edip orada bırakma lüksümüz yoktur” diye konuştu.

2015 yılından bu aya kadar Antalya hallerindeki domates işlem miktarı yüzde 47 azaldığını, sebze işlem miktarındaki azalmanın yüzde 38 olduğunu kaydeden Çandır, meyvedeki azalışın yüzde 22 olduğunu belirtti. Çandır, şunları kaydetti:
“Biliyorsunuz bizim sektörümüzde fiyat, esas olarak arz-talep dengesi ile oluşur. Eğer oluşan fiyatlar, maliyetlerimizden düşük olursa fiyatları artırma gücümüz yoktur. Bizler sanayici değiliz ki maliyetlerimize göre fiyat belirleyelim. Hallerdeki miktar derinliği azalışı, piyasa işleyişi etkinliğini olumsuz etkilemekte ve diğer etkilere karşı kırılganlığını artırmaktadır. Bir örnek daha vereyim, 2015 yılında kentimizdeki domates üretiminin yaklaşık yarısı hallerde işlem görürken son yıllarda bu oran en fazla yüzde 15 olarak gerçekleşmektedir. 2010 yılından önce ise sebze-meyve üretiminin tamamı hallerden geçmekte idi. Yani hallerdeki işlem derinliği, son derece ciddi yara almıştır. Bunun doğal sonucu olarak fiyat-miktar ilişkisinin hem yönü hem de oynaklığı değişmiştir.”
HAL YASASINA DİKKAT
Son 8 yıldaki en düşük ve en yüksek miktar ve fiyat değişiminin domates, sebze ve meyvede farklılıklar gösterdiğini belirten Çandır, “Örneğin domates miktarında en düşük ve en yüksek arasında 8.28 kat fark olurken fiyatta 2.56 kat fark oluşmuştur. Sebzede ise miktarda 4.75, fiyatta 2.20 kat ve meyvede ise miktarda 3.67 kata karşılık fiyatta 2.06 kat fark oluşmuştur. Son bir yılda ise bu farklar; domates miktarda 4.37 kata karşılık fiyatta 5.69 kat olurken sebze miktarda 3.25 kata karşılık fiyatta 5.08 kat fark ve meyve miktarda 2.17 kata karşılık fiyatta 3.47 kat fark oluşmuştur” dedi.
8 yılın ortalamasında yaş meyve sebzede miktardaki değişimden daha düşük fiyat değişiminin yaşandığını, son bir yılda miktardaki değişimden çok daha yüksek fiyat değişimleri yaşandığına dikkat çeken Çandır, “Piyasa derinliğinin azalması, miktar-fiyat ilişkisinde sağlıklı ve beklenen dengenin oluşmasını zayıflatmıştır. Yani artık miktardaki bir birimlik azalma, fiyata iki birimlik artış olarak yansımaktadır. Halbuki son 8 yılın ortalamasında ise miktardaki bir birimlik azalma, fiyatta sadece 0.46 birimlik artışa neden olmuştur. Özetle haller, fiyatların belirlenmesinde takip edilen değil takip eden bir konuma düşmüş durumdadır. Bu durumu sizlerle paylaşmamın bir nedeni de hazırlanmakta olan yeni hal yasası ile ilgili olarak doğru yolu göstermektir. Yapılacak düzenleme mutlaka piyasa işleyişini etkinleştirme üzerine odaklanmalıdır. Bunun için de derinlik artırılmalı, standartlar tanımlanıp uygulanmalı ve entegre bir kayıt sisteminin hayata geçirilmesi ilk yapılması gerekenlerdir” diye konuştu
Tarımın uzun bir süredir güç kaybettiğini, dünyadaki gelişmeler de dikkate alındığında geleceğin daha büyük tehlikeler barındırdığını kaydeden Başkan Çandır, “Yapılması gerekenler bakımından sürekli gecikiyoruz. Üstelik yapılanlar bize öncesini aratıyor” dedi.
Antalya Tarım Konseyi’nin uzun süredir Antalya tarımının temel sorunları ve somut çözüm önerilerini çalıştığını, çalışmanın raporunun ATAK üyeleriyle tartışacaklarını ve hazırlayacakları raporu Tarım ve Orman Bakanı ile paylaşacaklarını bildirdi. Çandır, raporun sonuçlarını takip edeceklerini belirterek, “Kentimiz tarımı için mesafe alıcı sonuçlara vesile oluruz” dedi.
Borsa’nın desteğiyle Antalya Tarım Konseyi, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Finike Belediyesi, Kumluca Ticaret Borsası ile Ticaret ve Sanayi Odamızın organizasyonunda 25.Hasyurt Tarım Fuarı’nı 11-14 Mayıs’ta gerçekleştirdiklerini anımsatan Çandır, “Buradaki temel hedefimiz ülkemizin ilk tarım fuarı olan ancak 7 yıldır atalete uğrayarak yapılamayan fuarı canlandırmak ve kentimizin batısında yer alan ilçelerimizin tarımsal üretimine ve ticaretine ivme kazandırmaktır. Organizasyonun başarılı geçmesinde emeği geçen tüm paydaşlara ve çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

Korkuteli’nin Dereköy Mahallesi ile Sülekler Mahallesi’nde meydana gelen selden olumsuz etkilenen üretici ve bölge sakinlerine geçmiş olsun dileklerini ileten Çandır, hububat hasadının üretici, ticaret erbabı ve sanayiciye hayırlı ve bereketli olmasını diledi.

BUĞDAY, ARPA FİYATLARI AÇIKLANMALI
1.Meslek Komitesi üyelerinin talebi üzerine düzenlenen hasat öncesi hububat sektörel analiz toplantısında üretici ve üyelerin Toprak Mahsulleri Ofisi’nin buğday ve arpa alım fiyatlarını bir an önce açıklanmasını istediklerini anımsatan Çandır, “Önümüzdeki yıllar içinde tohum toprakla buluşmadan referans fiyat açıklanmalı ki üretici tercihini yapabilsin. Ticaret erbabımızda ticaretimizi planlayabilsin” dedi.
SALATALIK 1-2 TL
Kış döneminde gündemden düşmeyen, kilogram fiyatı 20 liraya kadar yükselen salatalığın fiyatının 1-2 liraya kadar düştüğünü belirten Çandır, “Diğer sebzelerde de benzer düşüşleri gözlemliyoruz. Bunun temeli sizlerin de bildiği gibi son günlerde mevsim etkisiyle arzda yaşanan artıştır. Yüksek fiyatların olduğu dönemlerde sıkça gündeme gelerek üretici ve ticaret erbabının fahiş kar elde ettiği ifade edilirken fiyatların düştüğü dönemlerde üreticinin ve ticaret erbabının durumunu görmezden gelmemeliyiz” diye konuştu.
Antalya, Burdur ve Isparta’daki işletmelerin birbirleriyle ticaretlerinin artması ve bölge ekonomisinin daha yüksek katma değer üretmesine fayda sağlamak amacıyla Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde 26-27 Mayıs tarihlerinde Batı Akdeniz Ticaret Buluşması düzenleneceğini belirten Çandır, “Borsamız standının da yer alacağı etkinliğe sizleri ve tüm üyelerimizi davet ediyoruz” dedi.

ATB Başkanı Ali Çandır, Irak`ın kuzeyinde yürütülen Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan askerlere Allah’tan rahmet, yaralı askerlere şifa, ailelerine ise başsağlığı diledi.

Daha iyi bir deneyim için çerezleri kullanıyoruz; Sitemizin işlemesini sağlamak için teknik çerezler kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi için Antalya Ticaret Borsası İnternet Sitesi Çerez Politikaları Metnini incelemenizi rica ederiz.
Çerez Politikalarımız Reddet Kabul Et
X